ÇİN TİCARET MEVZUATI
Çin'in Dış Ticareti PDF Yazdır E-posta
Dış Ticaretin Büyüklüğü
 
Çin Halk Cumhuriyeti’nin yıllar itibariyle dış ticareti (milyar dolar)

                                1997   1998    1999   2000    2001
İhracat                      182,8   183,7   194,9  249,2   266,2
İthalat                       142,4  1 40,2  165,7   225,1   243,6
Dış Ticaret Fazlası         40,4     43,5    29,2    24,1     22,6

Çin Halk Cumhuriyeti’nin dış ticareti 2001 yılında 26,6 milyar dolarlık fazla vererek yüzde 7.5 artışla 509,8 milyar dolar oldu. Bu da bir önceki yıla oranla yüzde 7,5’lik bir artışı ifade ediyor. İhracat 266,2 milyar dolar (yüzde 6,8’lik artışla); ithalat 243,6 milyar dolar (yüzde 8.2’lik bir artışla) olarak gerçekleşti. Çin’in DTÖ’ye üye olması ile birlikte dış ticaret için elverişli bir ortam oluşacağı ve hem ithalat hem de ihracattaki artış oranının yükseleceği tahmin ediliyor.

Çin Halk Cumhuriyeti’nin 2001 yılında en çok ticaret yaptığı ülkeler (bin dolar)

ÜLKELER                İHRACAT          İTHALAT
JAPONYA             44.957.574        42.796.910
AVRUPA BİRLİĞİ    40.904.079        35.723.017
A.B.D.                 54.282.686        26.202.230
HONG-KONG         46.546.640          9.422.950
ASEAN                18.385.412         23.229.312
TAYVAN               5.000.240         27.339.448
RUSYA                 2.711.161          7.959.384
AVUSTRALYA        3.570.428           5.426.402
KANADA               3.346.092           4.028.467
TÜM ÜLKELER    266.154.635        243.613.492

Çin Halk Cumhuriyeti’nin en çok ticaret yaptığı ülke yüzde 17 ile Japonya. Daha sonra yüzde 16 ile ABD ve yüzde 15 ile AB ülkeleri geliyor. Hong Kong ve Tayvan ve ASEAN olarak adlandırılan güney Asya ülkeleri de sırasıyla yüzde 1, yüzde 6 ve yüzde 8 ile başlıca ticaret ortakları arasında yer alıyor.

Çin Halk Cumhuriyeti’nin DTÖ’ne üyeliği: Dünya Ticaret Örgütü’nün 12 Kasım 2001 tarihinde Katar’ın Doha kentinde yapılan toplantısında Çin Halk Cumhuriyeti’nin üyelik başvurusu oylanarak kabul edildi ve DTÖ kurallarına göre Çin Halk Cumhuriyeti’nin üyeliği 30 gün sonra Devlet Başkanı Jiang Zemin antlaşmayı onaylamasıyla gerçekleşti. Çin Halk Cumhuriyeti’nin üyeliğe girişini müteakip Tayvan’da ayrı bir gümrük bölgesi olarak Çin ile beraber bir DTÖ üyesi olarak kabul edildi.

Çin Halk Cumhuriyeti’nin DTÖ’ne kabulünün dünya ticareti açısından önemli etkileri olması bekleniyor. DTÖ üyesi ülkeler açısından ele alındığında, Çin Halk Cumhuriyeti’nin örgüte girmesi öncelikle Çin pazarının serbestleşmesi neticesinde ortaya çıkacak yeni olanaklar açısında önemli. İçlerinde Türkiye’nin de bulunduğu DTÖ üyesi ülkelerin çoğunun bir çok konuda Çin Halk Cumhuriyeti’ne zaten en çok kayrılan ülke prensibini uyguluyor olması, Çin ürünlerinin bu ülke pazarlarına kolay girmesine imkan veriyordu. Ancak sınırlı sayıda ürün grubu için Çin ürünlerine uygulanan kısıtlamalar bulunuyordu. Buna karşın Çin Halk Cumhuriyeti kendi pazarını yabancı ürün ve servise karşı yüksek koruma oranları ile korumakta olduğundan, DTÖ sonrasında beklenen serbestleşmenin öncelikle Çin Halk Cumhuriyeti tarafında verilen tavizlerden kaynaklanması bekleniyor. Bununla birlikte Çin Halk Cumhuriyeti’nin DTÖ üyeliğinden başlıca beklentisi yabancı sermaye girişinde yaşanması beklenen artış. Zira, DTÖ’ne girişle birlikte yabancı sermaye firmalarının faaliyetlerini sektörel ve coğrafi olarak sınırlandıran bir çok kısıtlama kaldırılacak. Diğer yandan, imalat ve hizmetlerde korumacılığı azalmasıyla dışarıdan gelecek rekabet özellikle kısa vadede yerli imalatçı ve hizmet sağlayıcıları olumsuz etkileyecek.

15 yıl süren üyelik müzakerelerinin tamamlanmasının ardından ortaya çıkan en önemli soru işareti bir çok eyalet, otonom bölge ve merkeze bağlı belediyeden oluşan Çin Halk Cumhuriyeti’nin DTÖ kurallarını ne derece etkin olarak uygulayabileceği. Bir çok sektörde, 5 yıllık bir geçiş döneminin öngörülmüş olmasına rağmen, uygulama aşamasında yerel hükümetlerin, özellikle işsizliği önlemek amacıyla bölgesel korumacılığı devam ettirme eğilimine girmesi muhtemel gözüküyor. Bu nedenle, Çin Halk Cumhuriyeti pazarının DTÖ kuralları çerçevesinde serbestleşmesinin zaman alacağı düşünülmekte olup, bu durum ilk aşamada aşırı beklenti içerisine girmiş olan bir çok batılı firma için hayal kırıklığı yaratacak. Çin Halk Cumhuriyeti’nin, DTÖ’ne giriş anlaşması kapsamında, mal ve hizmetlerde pazara giriş ve fikri mülkiyet hakları gibi konularda vermiş olduğu başlıca tavizler şöyle;

DTÖ üyesi tüm ülkelere eşit muamele sağlanacaktır. Tüm yabancı kişi ve kuruluşlar ticaret hakları açısından eşit olacaktır. Hali hazırdaki uygulamada, yabancı sermayeli kuruluşlar ancak Çin Halk Cumhuriyeti’nde ürettikleri ürünlerin iç ve dış ticaretini yapabilmekte olup, sadece iç veya dış ticaret ile iştigal eden yabancı sermayeli firma kurulamıyor. İç pazar ve ihracat için üretilen ürünler için iki fiyat uygulaması ve diğer ayrımcı uygulamalar kaldırılacak.

* Üç yıl içerisinde tüm işletmeler çok kısıtlı sınırlamalar dışında tüm ürünlerin ithalat ve ihracatını ve iç ticaretini yapabilecek.
* Bazı madenler, tütün, tahıllar ve akaryakıt gibi belirli ürünlerde devlet monopolü devam ederken hali hazırda yabancılara kapalı olan diğer alanlar açılacak.
* Fikri mülkiyet hakları açısından Üyeliğe geçiş ile birlikte TRIPS anlaşması uygulanmaya başlanacak.
* Üyeli takip eden ilk 12 yıl içerisinde Çin menşeli ürünlerin DTÖ üyesi ülkelerden herhangi birinin iç pazarına zara vermesi veya zara verme tehlikesi doğurması durumunda özel geçiş dönemi koruma tedbirleri ilgili ülkelerce uygulanabilecek.
* Gümrük tarifeleri belirli bir takvime göre azaltılacaktır. İndirimlerin büyük bir bölümü, 2004’e kadar, diğerleri ise 2010’a kadar yapılacak olup, tüm tavizlerin tamamlanmasından sonra tarım ürünlerinde ortalama vergi yüzde 15’e, sanayi ürünlerinde ise, yüzde 8,9’a düşecek.
* Çin tarım ürünlerine ihracat sübvansiyonu vermeyecek. Diğer sübvansiyonlarda ürün değerinin yüzde 8,5’ini geçmeyecek.
* Tekstil sektöründe 31 Aralık 2004 tarihinde tüm DTÖ üyesi ülkelerin kotaları kaldırmaları ile beraber Çin’ uygulanan kotalarda kaldırılacak ancak, 2008’e kadar DTÖ üyesi ülkelerde Çin menşeli ürünlerin zarara neden olması durumunda özel önlemler uygulanabilecektir.
* Servis ticaretinde verilen tavizlerin en önemlileri, telekom, bankacılık ve sigortacılık sektörlerinde.
* Telekom hizmetlerinde, üyeliği takiben yabancı servis sağlayıcı firmalar Çin firmaları ile ortak yatırım yapabilecekler. Ancak yabancı hisseleri yüzde 25’i geçmeyecek. Üyeli takiben ilk yıl içerisinde bu oran yüzde 35’e çıkartılacak ve servis verilebilecek şehir sayısı arttırılacak. 4’üncü yıl içerisinde yabancı sermaye payı yüzde 49’ çıkabilecek ve 5’inci yıl içerisinde servis alanlarını sınırlayan tüm coğrafi sınırlamalar kaldırılacak.
* Bankacılık hizmetlerinde, üyeliğin ilk yıllarında yabancı finans kuruluşları müşteri kısıtlaması olmaksızın döviz ile işlem yapabileceklerdir. İkinci yıl içerisinde yabancı kuruluşlar Çin kurumlarına RMB işlemi de yapabilecekler. 5’inci yıl içerisinde yabancı bankalar Çin vatandaşlarına gerek döviz gerekse RMB servisi verebilecekler.
* Sigortacılık hizmetlerinde,hayat sigortası dışındaki sigorta çeşitlerinde yüzde 51’e varan yabancı hisseli ortaklık kurulabilecek. Üyelikten iki yıl sonra yabancılar yüzde 100 hisseye sahip olabilecekler. Yabancı hayat sigortası şirketleri üyeliğe geçiş ile birlikte yüzde 50’hisseli ortaklıklar kurabilecekler. Büyük finansal riskler, reasürans ve navlun sigortalarında üyelikle birlikte yüzde 50 ortaklık kurulabilecek, 3’üncü yıl içerisinde yüzde 51, 5. yıl içerisinde yüzde 100 yabancı sermaye olabilecek.
* Turizm, eğlence ve taşımacılık hizmetlerinde üyeliği takip eden 3 ila 5. yıllar içerisinde yüzde 100 yabancı sermayeli firmaların kurulmasına izin verilecek.

Kaynak: www.dtm.gov.tr
 
İthalat Politikası
 

Gümrükler: Çin Halk Cumhuriyeti 1 Ocak 1992 tarihinde uluslararası ürün sınıflandırma sistemi olan Armonize Sistemi (HS) kabul ettiğinden, gümrük vergileri HS kodları bazında yayımlanıyor. 1 Ocak 2002 yılında DTÖ üyeliği sonrasında yeniden düzenlenen gümrük tarifelerinde DTÖ tavizlerine uygun olarak ilk indirimler yapılmış olup 5 binden fazla ithal malında ortalama tarife yüzde 15,3 den yüzde 12’ye indirildi. Sanayi ürünlerinde ortalama vergi yükü yüzde 11,6 tarım ürünlerinde yüzde 15,8 seviyesinde. HS kodu bazındaki gümrük vergileri Pekin Ticaret Müşavirliğinden öğrenilebilir.

Gümrük Vergisi Hesaplanması: GV=Eşyanın CIF değeri X vergi oranı
Çin Halk Cumhuriyeti’nde dış ticaret yapma yetkisi belirli kuruluşlara verilmiş durumda. Dolayısıyla bir çok üretici veya kullanıcı firmanın doğrudan dış ticaret yapma yetkisi yok. Ancak bu sistemdeki boşluklar nedeni ile bir çok sorunlar ortaya çıkabiliyor. Bunların başında, ticari kontratın aracı firma ile yapılması nedeni ile kontrat sorumluluğuna ilişkin belirsizliklerin yaşanmasıdır. Bu durumda Çin firmaları sorumlulukları birbirlerine atıyorlar. Kimi zaman aracı firmalardaki kişiler kişisel çıkar sağlamak amacıyla yetkileri olmayan kontratlar yapabiliyor. Bu nedenle, Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki firmalar ile yapılan kontratlarda, özellikle kontratı imzalayan kişinin firma içerisindeki yetkisinin kontrol edilmesi gerekiyor. Ayrıca özellikle malın teslimi, ödemenin yapılması ve standartların sağlanması konularında hangi Çin firmasının sorumluluğu taşıdığına ilişkin hükümler açık olarak yer almalı.

KDV ve Tüketim Vergisi: 1994 yılından bu yana gümrük vergisine ilave olarak gümrüklerde katma değer vergisi tüketim vergisi alınıyor.
Fiyat bazlı tüketim vergisi: (Eşyanın FOB değeri+gümrük vergisi miktarı) (1-tüketim vergisi oranı)x tüketim vergisi oranı.
Miktar bazlı tüketim vergisi: Vergilendirilebilir tüketim miktarı x birim tüketim vergisi miktarı.

Katma Değer Vergisi Hesaplanması:
(CIF +gümrük vergisi miktarı+tüketim vergisi miktarı) x katma değer vergisi oranı Katma değer vergisi miktarı yüzde 17. Tüketim vergisi ise oranı değişmekte olup sadece sınırlı sayıda üründen alınıyor.

Geçmiş Yıllardaki Durum
 
Çin Halk Cumhuriyeti Gümrükler Genel İdaresi tarafından açıklanan istatistiklere göre Türkiye- Çin Halk Cumhuriyeti arasındaki dış ticaret 2001 yılında bir önceki yıla oranla yüzde 25 azalarak 905 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye’den Çin Halk Cumhuriyeti’ne yapılan ihracat yüzde 82 artış göstererek 231 milyon dolar oldu. 2000 yılında bu rakam 127 milyon dolar olarak gerçekleşmişti. Buna karşın Çin Halk Cumhuriyeti’nin Türkiye’ye yaptığı ihracat yüzde 37,5 azalarak 674 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Türkiye’den Çin Halk Cumhuriyeti’ne yapılan ihracatın yüzde 35’ini demir-çelik yarı mamulleri oluştururken, yüzde 13’ünü blok mermer oluşturdu. Bunlar dışında sırasıyla akrilik elyaf, blister bakır, bakır cevherleri, binek otomobilleri, tavuk ayağı, bor mineralleri, plastik boru ve bağlantı elemanları, bulaşık makinesi aksamı, bakır hurdası, sentetik mensucat, yün, kereste, pamuk linteri ve tabaklanmış deriler başlıca ihraç ürünleri olmuştur. Çin Halk Cumhuriyeti’nden Türkiye’ye yapılan ihracatın ise, yüzde 40’ını elektrikli aletler ve makineler oluşturdu.

Kaynak: www.dtm.gov.tr

 
Mevcut Durum
 
Çin Halk Cumhuriyeti ile aramızdaki ticaret dengesi ülkemiz aleyhine bozulmuş bulunmakla beraber 1997-1999 yılları arasında düşüş gösteren ihracatımız 2000 yılında itibaren artmaya başladı ve 2001 yılı itibariyle ticaret açığı azalma gösterdi. Sözkonusu ticaret açığı temelde iki ülkede mevcut pazara giriş koşullarının farklılığından kaynaklandı. Çin Halk Cumhuriyeti özellikle gerçekleştirmekte olduğu yapısal reformlar sonucunda kısa vadede ortaya çıkması muhtemel işsizlik ve enflasyonist baskıların azaltılması amacıyla ithalatı baskı altına tutarak dış ticaret açığı yaratıyor. Halen Çin Halk Cumhuriyeti’nde dış ticaret yapma hakkı belirli firmalara verilmiş olup, bu firmalar tarafından yapılan ithalat ve ihracat ayrıca izne tabi. Gümrük vergisi oranları oldukça yüksektir ve gümrüklerdeki uygulamalar eşgüdümlü değil. Yabancı sermayeli şirketler, sadece üretim faaliyetleri için ithalat yapabiliyor. Bankacılık sistemi dışa kapalı ve merkeziyetçi. Kambiyo uygulamalarında kısıtlamalar bulunuyor. Çin firmalarının yurtdışına para transferleri sıkı denetim altında. Kişilerin Çin dışına çıkışları kısıtlamalara tabidir. Çince dışındaki lisanları bilenlerin sayısı oldukça az. Ticarete ilişkin mevzuat, bölgeler itibariyle değişiklik gösteriyor. Ayrıca, bölgeler arasındaki gelir seviyesi farklılığı, iklim ve ulaştırma zorlukları da göz önüne alındığında, Çin pazarının birçok alt pazara bölünmüş olduğu ortaya çıkıyor. Çin Halk Cumhuriyeti’ndeki bu duruma karşın, Türkiye’de vergi numarası olan tüm gerçek ve tüzel kişiler serbest olarak ithalat yapabiliyor. Gümrük vergileri, gümrük birliği kapsamında oldukça düşük seviyelere indirildi. Kambiyo mevzuatı serbest olup, döviz tedarik ve transferinde zorluk bulunmuyor. Yabancı sermayeli şirketler, ticari amaçlı faaliyet gösterebiliyorlar. Bu çerçevede Türkiye’de, ithalat ile iştigal eden çok sayıda küçük ölçekli, Çin sermayeli şirket kuruldu.

Pazara giriş koşullarının yanında, maliyetlerdeki farklılıklar da önemli bir faktör oluyor. Pazar ekonomisine geçiş reformlarının yapılmakta olmasına rağmen, halen planlı ekonominin bir çok uygulamasına devam ediliyor. Bunların başında girdi fiyatlarındaki uygulamalar geliyor. Enerji, özellikle petrol fiyatları, dünya fiyatlarının altında tutulmakta, dolayısıyla sübvansiyon sağlanıyor. Üretimin büyük bölümünü gerçekleştiren KİT’ler, zarar etmelerine rağmen sübvansiyonlar ile çalışıyorlar. Ayrıca, vasıfsız işgücü arzı fazla olup, maliyeti düşük.
Ancak Çin Halk Cumhuriyeti, kalkınması için gerekli olan yabancı sermayeyi ülkeye çekebilmek amacıyla, yabancı yatırımcılara pazara giriş koşulları açısından bazı imtiyazlar tanıdı. Bu çerçevede, bu imtiyazlardan yararlanarak Çin Halk Cumhuriyeti pazarına ihracat yapmak isteyen gelişmiş ve sermaye ihraç eden ülkeler, bir çok ortak yatırım gerçekleştirdi. Bu şartlar altında pazara giriş için kullanılması gereken kaynak miktarının yüksek oluşu, gelişme yolundaki ülkeler için gerek pazara giriş, gerekse gelişmiş ülkeler ile pazarda rekabet açısından olumsuz koşullar taşıyor.

Kaynak: dtm.gov.tr

 
İhraç Edilen Mallar
 
Demir/alaşımsız çelik (karbon yüzde 85), Arıtılmamış bakır, elektrolitik arıtma için bakır anotları, Akrilik/modakrilik sentetik lif demetleri, Ham/kabaca yontulmuş mermer, traverten, Tabii borat konsantreleri, Demir-alaşımsız çelikler (karbon yüzde 25), Kıvılcım ateşlemeli,motorlu taşıtlar (1500 silindir 3000 cm³), Bloklar,kalın dilimler şeklinde kesilmiş mermer, traverten, Bakır cevherleri-konsantreleri, Horozlar ve tavuklar, parça halindeki et, sakatat-dondurulmuş, Telefon ve telgrafların aksam ve parçaları, Bakır-hurda döküntüleri, 6 mm’den kalın uzunlamasına biçilmiş kayın, Dökme demir döküntü hurdaları, Polietilen, Debagette kullanılan inorganik maddeler, Tüpler, borular, hortumlar (sert) propilen polimerlerinden, Kayısı, şeftali, erik çekirdekleri, içleri, Akrilik, modakrilikten sentetik devamsız lif demeti, Sentetik lif döküntüleri, Gliserin, Dizel, yarı dizel motorlu toplu yolcu taşıtları, Plastikten tüp, boru ve hortum bağlantı elemanları, Tütün.

Kaynak: www.dtm.gov.tr
Anlaşmalar/Protokoller
 

-Ticaret Anlaşması (Pekin, 16 Temmuz 1974)

-Ticaret Protokolü (Pekin, 18 Mayıs 1981)

-Ekonomik Ve Sınai Teknik İşbirliği Anlaması (Pekin, 19 Aralık 1981)

-Standardizasyon Alanındaişbirliği Anlaşması (Pekin,19mart1990)

-Bilimsel Ve Teknik İşbirliği Anlaşması (Pekin 30 Ekim 1990)

-Yatırımların Karşılıklı Olarak Korunmasıve Teşviki Anlaşması (Pekin, 13 Kasım 1990)

-Turizm Alanında İşbirliği Anlaşması (Pekin, 9 Mayıs 1991)

-TC-ÇHC Arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme Ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması (Pekin, 23 Mayıs 1995)

-Sivil Havacılık Ulaşım Anlaşması (Ankara, 14 Eylül 1972. Aralık 1986’da Tadil Edilmiştir.)

-Ekonomik, Sınai Ve Teknik İşbirliği Anlaşması (Pekin, 19 Aralık 1981)

-T.c. Sağlık Bakanlığı İle Çin Devlet Eczacılık İdaresi Arasında Sağlık Alanında İşbirliği Yapılmasına İlişkin Anlaşma(Ankara, 14 Ekim 1990)

-Bilim Ve Teknoloji Alanında İşbirliği Anlaşması (Pekin, 30 Ekim 1990)

-Hukuki, Ticari Ve Cezai Konularda Adli Yardımlaşma Anlaşması (Pekin, 28.09.1992)

-Sağlık Alanında İşbirliği Anlaşması (Pekin, 10 Ekim 1992)

-Denizcilik Anlaşması (Ankara, 23 Ekim 1992)

-Uluslararası Müteahhitler Birliği İle Çin Uluslararası Müteahhitler Birliği Arasında İmzalan Niyet Mektubu (Mayıs 95)

-T.C. Enerji Ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı İle ÇHC Su Kaynakları Bakanlığı Arasında İmzalanan Su Kaynaklarının Geliştirilmesi Alanında Bilimsel Ve Teknik İşbirliğini Öngören Protokol (Ankara, 15 Nisan 1997)

-T.C.-ÇHC Orman Bakanlıkları Arasındaimzalanan İyiniyet Protokolü (ANTALYA, 13-22 Ekim 1997)

-T.C.-ÇHC 12. Karma Ekonomik Komisyonu Toplantısı Mutabakat Muhtırası (Pekin, 20-27 Nisan 1998)

-Dış Ticaret Müsteşarlığı İle ÇHC Dış Ticaret Ve Ekonomik İşbirliği Bakanlığı Arasında Ticari İstişare Mekanizması Kurulması Hakkında Mutabakat Zaptı

-T.C. -ÇHC 13. Karma Ekonomik Komisyonu Toplantısı Mutabakat Muhtırası(Ankara, 19 Nisan 2000)

- Tse İle Çhc Devlet Giriş-Çıkış Denetim Ve Karantina İdaresi Arasında İşbirliği Anlaşması (Ankara, 4 Nisan 2000)

-T.C. VE Çhc Arasında Enerji Sektöründe Ekonomik Ve Teknik İşbirliğine İlişkin Çerçeve Protokol (Ankara, 19 Nisan 2000)

-T.C. VE ÇHC Sayıştay Başkanlıkları Arasında Mutabakat Muhtırası (13.04.2001)

-T.C.-ÇHC turizm karma komisyonu ı. Toplantısında imzalanan İşbirliği Protokolü (Ankara, 11-16 Mayıs 1996)

-T.C.-ÇHC II. Dönem Karma Turizm Toplantısı Protokolü (Pekin, 11 Temmuz 1999)

-T.C. Turızm Bakanlığı İle Çin Milli Turizm Idaresı Arasında Cın Vatandaşlarının Türkiye’ye Seyahatine İlişkin Uygulama Planı (İstanbul, 14 Aralık 2001)

-T.C. -ÇHC 14. Karma Ekonomik Komisyonu Toplantısı Mutabakat Muhtırası(Pekin, 5 Nisan 2002)

- Tarım Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı(Ankara, 16 Nisan 2002)

- Gümrük İdarelerinin Karşılıklı Yardımlaşmasına İlişkin Anlaşma (Ankara, 16 Nisan 2002)

- Bilgi Teknolojisi Alanında İşbirliği Mutabakat Zaptı (Ankara, 16 Nisan 2002)

- TC Bayındırlık Ve İskan Bakanlığı İle ÇHC İmar Bakanlığı Arasında Mutabakat Muhtırası (Pekin, 27 Mayıs 2002)

Kaynak: www.dtm.gov.tr

 

Çin Motorları Pazarı Büyüttü
 
 Türkiye’de Çin mallarının iç piyasayı çok olumsuz etkilediği, birçok sektörü darmadağın ettiği söylenir. İlk defa sektör temsilciler ve satıcıları, artan vergilere rağmen Çin mallarının pazara yansıttığı olumlu havadan söz edip pazarı nasıl büyüttüğünü ifade ediyorlar. Bu sektör ise motosiklet pazarı.

 

Çin malları ile son yıllarda hızlı bir büyüme sergileyen motosiklet pazarı, ÖTV artışına rağmen hızlı büyümesini sürdürüyor. Birçok perakendeci kendi işinin yanında motosiklet bayiliği de alıyor. Bu anlamda pazarın güçlü oyuncularından Kanuni’ye gelen bayilik tekliflerinin de yoğunlaştığı ifade ediliyor.

Çin’den motosiklet ithalatı yapan firma sayısında artış gözlenirken bayi olmak için sırada bekleyenlerin de yoğunlaştığı kaydediliyor.

2002 yılında 13.000 motosiklet satıldı. 2004 yılında bu rakam 130.000'e, 2005 yılında 220.000'e çıktı. Pazarın 2006 beklentisi ise döviz kurlarındaki artışa rağmen 350.000'i aşacağı yönünde. Pazarın yüzde 95’i Çin markalarının elinde. Satışlarının yüzde 95’ini 250 cc’nin altındaki motorlar oluşturuyor. ÖTV artışının dar gelirli vatandaşları vurduğu söylenirken yüzde 8’den yüzde 24 ve yüzde 37’ye çıkan vergiler nedeniyle perakende fiyatların yarısı vergilere gidiyor.

Bedava Ehliyet İmkanı
İstanbul Sirkeci’deki Doğu Bank’ın arkasında bulunan satıcılardan uygun koşul ve taksitlerde motor almak mümkün. Aksaray’da bulunan motosiklet satıcıları da motor alana bedava ehliyet kursu imkanı veriyor. Bazı firmalar ÖTV artışını tüketiciye yansıtmıyor. Metro Cash&Carry’lerde de 1 milyar liradan başlayan fiyatlarla ve çok uzun taksitlerle motosikletler satılıyor. Motorsiklet satıcıları, motor sevdasının Çin mallarıyla birlikte patladığını, bu kullanıcıların daha sonra pahalı ve lüks motorlara yöneldiğini söylüyorlar. Pazarda Honda, Yamaha, Harley Davidson, Kawasaki, Mondial, Kanuni, Salcano, Suzuki, Vespa, BMW gibi markalar bulunuyor. Satışların yüzde 80’inin banka kredisi ve kredi kartı ile yapıldığı vurgulanıyor.

Avrupa’nın Gerisindeyiz
Motosiklet Endüstrisi Derneği Başkanı Ferruh Tanay, sektörün daha da büyüyeceğini söylerken, Çin’den gelen ucuz malların sektörün büyümesine katkı sağlayacağını kaydetti. Türkiye’de motosiklet kullanımı Avrupa rakamlarına göre düşük. Türkiye’de kişi başına motosiklet sayısı binde 16 iken, Bulgaristan’da binde 40, Yunanistan’da binde 70, İtalya’da kişi başına binde 150, Fransa’da ise binde 180.

Kaynak: Bugün Gazetesi/Cengiz Çambel

orneksite.com
13 DİL BİLEN YEMİNLİ TERCÜMANDAN TERCÜME VE ÖZEL DERS HİZMETLERİ
 
Kullanıcı adı:
Şifre:
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol